Tarihin Sonu mu?

Açıklama

Körfez Savaşı'nı izleyen zamanlarda dünyamız yoğun bir Yeni Dünya Düzeni söyleminin bombardımanı altına girdi. Bu bombardıman birçok entelektüel veya popüler ilgiyi harekete geçirdi. İlk bakışta bu söylemin en önemli işlevi ABD'nin dünya egemenliğini pekiştirmekten başka bir şey olarak görünmemekle birlikte kendisine eşlik eden tartışmalar, bazen en derin entelektüel mevzuların bile iktidar ideolojisi açısından ne kadar işlevsel kılınabileceğinin en önemli gösterisini sönüyorlardı.

Nitekim, doğrudan ABD'nin Körfez'e müdahalesini meşrulaştırma sonucu olan bir yeni dünya düzeni söylemi, Hegel'in yaklaşık bir yüzyıl özgürleşmenin muhtemel yollarına ışık tutmuş diyalektiğini bir anda, yine Hegel'in icazetine dayanarak sona erdirmiş oluyordu. Francis Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezinde gündeme getirilen, Hegel'in diyalektiğinin sona erebilme ihtimali aslında Hegel felsefesinin mantıksal sonuçları açısından ihtimal dışı değildi. Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezi, aslında sonuçta, modernleşme tarihi boyunca örneklerine çok sık rastladığımız, birilerine cennet, birilerine cehennem vadeden bir eskatolojiden başkasına işaret etmiyordu. Birilerine cehennem, başka birilerine cennet olan bir dünyanınsa (dini bir ahiret dünyası değilse) ne diyalektiğinin, dolayısıyla ne de tarihinin itemeyeceği açık bir gerçektir.

Nitekim daha sonra dünyanın değişik yerlerinde bu cennet ve cehennem tevziatına yapılan itirazların ortaya çıkardığı yeni milliyetçilik dalgaları, yaşadığımız sürecin bir tarih sonundan ziyade kalıcı fay hatlarına oturan ve tarihin her döneminde ortaya çıkabilecek medeniyetler çatışmasına daha yakın olduğunu gösterdi. Huntington'un ?Medeniyetler Çatışması tezi, bu yüzden, Fukuyama'nın ?Tarihin Sonu tezine uygun bir cevap olarak algılanmakta gecikmedi. 11 Eylül hadisesinin ardından gelişen olaylar ve Afganistan'daki savaş vesilesiyle gerek Medeniyetler Çatışması tezi gerekse Tarihin Sonu tezi yeni bir perspektifte görülmeye başlandı. Daha önce Huntington'un cevabî makalesinin dünyada ve Türkiye'deki yankılarının bir derlemesi olarak Vadi Yayınları'nca yayınlanan, 'Medeniyetler Çatışması'nı tamamlayıcı özelliği de olan bu derleme, Fukuyama'nın makalesinin yanı sıra, bu makaleye dünyadan ve Türkiye'den farklı yazarların verdiği cevapları içeriyor.
%35
30,00TL
19,50TL
Kazancınız : 10,50TL

Satışta değil

Kitap Ayrıntıları

Stok Kodu
:
9789757726968
Boyut
:
135-195
Sayfa Sayısı
:
300
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
5
Basım Tarihi
:
2005-01
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9789757726968
2545
Tarihin Sonu mu?
Tarihin Sonu mu?
19.50
Körfez Savaşı'nı izleyen zamanlarda dünyamız yoğun bir Yeni Dünya Düzeni söyleminin bombardımanı altına girdi. Bu bombardıman birçok entelektüel veya popüler ilgiyi harekete geçirdi. İlk bakışta bu söylemin en önemli işlevi ABD'nin dünya egemenliğini pekiştirmekten başka bir şey olarak görünmemekle birlikte kendisine eşlik eden tartışmalar, bazen en derin entelektüel mevzuların bile iktidar ideolojisi açısından ne kadar işlevsel kılınabileceğinin en önemli gösterisini sönüyorlardı.

Nitekim, doğrudan ABD'nin Körfez'e müdahalesini meşrulaştırma sonucu olan bir yeni dünya düzeni söylemi, Hegel'in yaklaşık bir yüzyıl özgürleşmenin muhtemel yollarına ışık tutmuş diyalektiğini bir anda, yine Hegel'in icazetine dayanarak sona erdirmiş oluyordu. Francis Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezinde gündeme getirilen, Hegel'in diyalektiğinin sona erebilme ihtimali aslında Hegel felsefesinin mantıksal sonuçları açısından ihtimal dışı değildi. Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezi, aslında sonuçta, modernleşme tarihi boyunca örneklerine çok sık rastladığımız, birilerine cennet, birilerine cehennem vadeden bir eskatolojiden başkasına işaret etmiyordu. Birilerine cehennem, başka birilerine cennet olan bir dünyanınsa (dini bir ahiret dünyası değilse) ne diyalektiğinin, dolayısıyla ne de tarihinin itemeyeceği açık bir gerçektir.

Nitekim daha sonra dünyanın değişik yerlerinde bu cennet ve cehennem tevziatına yapılan itirazların ortaya çıkardığı yeni milliyetçilik dalgaları, yaşadığımız sürecin bir tarih sonundan ziyade kalıcı fay hatlarına oturan ve tarihin her döneminde ortaya çıkabilecek medeniyetler çatışmasına daha yakın olduğunu gösterdi. Huntington'un ?Medeniyetler Çatışması tezi, bu yüzden, Fukuyama'nın ?Tarihin Sonu tezine uygun bir cevap olarak algılanmakta gecikmedi. 11 Eylül hadisesinin ardından gelişen olaylar ve Afganistan'daki savaş vesilesiyle gerek Medeniyetler Çatışması tezi gerekse Tarihin Sonu tezi yeni bir perspektifte görülmeye başlandı. Daha önce Huntington'un cevabî makalesinin dünyada ve Türkiye'deki yankılarının bir derlemesi olarak Vadi Yayınları'nca yayınlanan, 'Medeniyetler Çatışması'nı tamamlayıcı özelliği de olan bu derleme, Fukuyama'nın makalesinin yanı sıra, bu makaleye dünyadan ve Türkiye'den farklı yazarların verdiği cevapları içeriyor.
Kapat