İstanbul'da Yaşama Sanatı

Açıklama

İstanbul erguvanlarının, mimozalarının açıp açmadığını izlemek; kasım sakalarının gelip gelmediğini, bülbüllerin ötüp ötmediğini gözlemek; Boğaz'da lüfer avına, mehtaba çıkmak; bir eski İstanbul tadını yakalamak için köşe-bucak dolaşmak; bir eski İstanbul Efendisi'nin sohbetine koşmak; İstanbul'un anıt ağaçlarının ölçüsünü almak; Haliç'teki son kayıkçıyı, son Bulgar sütçüyü, son İstanbul bostanlarında ne ekildiğini takip etmek; İstanbul sularını tatmak; İstanbul'da güzel sesli bir müezzinin ezanna kulak vermek... gibi İstanbul'da yaşama sanatının bütün güzellikleri... İstanbul, bir imparator şehir Romanın, Bizansın, Osmanlının şaheserlerini bünyesinde toplamış. Tabiatın ona sunduğu muhteşem konumunu büyük sanatkârların güzel eserleriyle uyum içinde gözler önüne sermiş. Geçen yüzyıllar bu şehri her bakımdan yıpratmış, çaptan düşürmüş, ama cami yıkılsa da mihrap yerinde kalmış. Klasik bir nostalji edebiyatıyla yakılıp yıkılanlara, uçup gidiverenlere ağlayıp sızlanmak yerine ele geçmezse eğer sevdiğimiz, çare ne; eldekini sevmeliyiz diyerek bu haliyle İstanbulu yeniden tanımaya, keşfetmeye, keyfini çıkarmaya, orada yaşamayı bir sanat haline getirmeye ne dersiniz?
%25
25,46TL
19,10TL
Kazancınız : 6,36TL

Satışta değil

Kitap Ayrıntıları

Stok Kodu
:
9789752639614
Boyut
:
135-210-0
Sayfa Sayısı
:
320
Baskı
:
16
Basım Tarihi
:
2017-11-23
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9789752639614
243685
İstanbul'da Yaşama Sanatı
İstanbul'da Yaşama Sanatı
19.10
İstanbul erguvanlarının, mimozalarının açıp açmadığını izlemek; kasım sakalarının gelip gelmediğini, bülbüllerin ötüp ötmediğini gözlemek; Boğaz'da lüfer avına, mehtaba çıkmak; bir eski İstanbul tadını yakalamak için köşe-bucak dolaşmak; bir eski İstanbul Efendisi'nin sohbetine koşmak; İstanbul'un anıt ağaçlarının ölçüsünü almak; Haliç'teki son kayıkçıyı, son Bulgar sütçüyü, son İstanbul bostanlarında ne ekildiğini takip etmek; İstanbul sularını tatmak; İstanbul'da güzel sesli bir müezzinin ezanna kulak vermek... gibi İstanbul'da yaşama sanatının bütün güzellikleri... İstanbul, bir imparator şehir Romanın, Bizansın, Osmanlının şaheserlerini bünyesinde toplamış. Tabiatın ona sunduğu muhteşem konumunu büyük sanatkârların güzel eserleriyle uyum içinde gözler önüne sermiş. Geçen yüzyıllar bu şehri her bakımdan yıpratmış, çaptan düşürmüş, ama cami yıkılsa da mihrap yerinde kalmış. Klasik bir nostalji edebiyatıyla yakılıp yıkılanlara, uçup gidiverenlere ağlayıp sızlanmak yerine ele geçmezse eğer sevdiğimiz, çare ne; eldekini sevmeliyiz diyerek bu haliyle İstanbulu yeniden tanımaya, keşfetmeye, keyfini çıkarmaya, orada yaşamayı bir sanat haline getirmeye ne dersiniz?
Kapat