İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar; İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayatİngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat

Açıklama

Ah şu harem kelimesi! Avrupa bu talihsiz kelimenin mânasını nasıl kavrayacak? Kutsal ve yasak anlamlarına gelen bu Arapça kelime, Türk evlerinde sadece kadınlara ayrılan bölümleri anlatmak için kullanılır. Şimdi gözünüzde bir konak (Türk sarayı, büyük bir Türk köşkü) canlandırın; Marmara Denizini ve güzelim adaları gören enfes bir manzarası olsun. Bahçenin ahşap kapıları her daim açık durur. Dilenciler serbestçe içeri girip araba yolunda ve bahçede aylak aylak dolanır; ağaçların altına oturup meyvelerini yerler. Öyle ki arada kapı olmasa kendinizi hâlâ sokakta zannedebilirsiniz. Sıradan bir turist için böyle bir bahçe, bir harabe, bir çöp yığını ya da bakımsız bırakılmış bir alandır. Oysaki işi bilenler buradaki paha biçilmez hazineleri, eski Bizans çeşmelerinin kalıntılarını, Batıdaki müzelerin bir servet ödeyeceği kilise mahzenlerini ve temel taşlarını fark edeceklerdir. İngiliz kamuoyunda Türk dostu olarak tanınmasına ve belli düzeyde romantik bir içtenlik taşımasına rağmen, Grace Ellison, Doğuya ve Osmanlıya bakan her Batılının taşıdığı birtakım cehaleti, yanlış anlamayı ve dönüştürücü anlayışı bertaraf edemiyor. Batının Gözüyle Türkler serisinde
%15
45,00TL
38,25TL
Kazancınız : 6,75TL

Satışta değil

Kitap Ayrıntıları

Stok Kodu
:
9789759951788
Boyut
:
135-195-0
Sayfa Sayısı
:
160
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2009-08-05
Çeviren
:
Neşe Akın
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9789759951788
29394
İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar; İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat
İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar; İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat
38.25
Ah şu harem kelimesi! Avrupa bu talihsiz kelimenin mânasını nasıl kavrayacak? Kutsal ve yasak anlamlarına gelen bu Arapça kelime, Türk evlerinde sadece kadınlara ayrılan bölümleri anlatmak için kullanılır. Şimdi gözünüzde bir konak (Türk sarayı, büyük bir Türk köşkü) canlandırın; Marmara Denizini ve güzelim adaları gören enfes bir manzarası olsun. Bahçenin ahşap kapıları her daim açık durur. Dilenciler serbestçe içeri girip araba yolunda ve bahçede aylak aylak dolanır; ağaçların altına oturup meyvelerini yerler. Öyle ki arada kapı olmasa kendinizi hâlâ sokakta zannedebilirsiniz. Sıradan bir turist için böyle bir bahçe, bir harabe, bir çöp yığını ya da bakımsız bırakılmış bir alandır. Oysaki işi bilenler buradaki paha biçilmez hazineleri, eski Bizans çeşmelerinin kalıntılarını, Batıdaki müzelerin bir servet ödeyeceği kilise mahzenlerini ve temel taşlarını fark edeceklerdir. İngiliz kamuoyunda Türk dostu olarak tanınmasına ve belli düzeyde romantik bir içtenlik taşımasına rağmen, Grace Ellison, Doğuya ve Osmanlıya bakan her Batılının taşıdığı birtakım cehaleti, yanlış anlamayı ve dönüştürücü anlayışı bertaraf edemiyor. Batının Gözüyle Türkler serisinde
Kapat