Hızır ile Musa

Açıklama

Sabır-sızlan-mamız ya da sabrımızın sızlaması, başa, en başa geç-kalmışlığımızdan, ama aynı zamanda da oraya ne-den sonra rücû telaşımızdan oluyor sanı-yorum Olan aslında çoktan olmuş olsa da bizim onun tekrarına tanıklığımız, tekrar edeni ikrarımız hep sonradan. Ama neden sonra olsa da, bu tanıklık hep taze, hep ilk defa. Çoktan olmuş olan yeniden oluyor, ol! emri her ân yineleniyor; varlık sürekli yenileniyor çünkü. Varlık onu çepeçevre saran karında her dem, dem-be-dem devine-dura ol!a-geliyor. Varlıkta her şey dâimi bir oluş halinde. İnsan da. O da, başta, en başta, ol!-dendikten sonra, ol-karında, ol!a geliyor her dâim. Varlığı ana karnındaki bebeği saran meşime gibi çevreleyen, saran, sarmalayan zaman; varlığı, karnında bulunduran, onu olduran zaman, döşünde devine-duran varlığı havasızlıktan boğulmaktan ya da bayatlayıp kokuşmaktan koruyor, onu taze, diri-taze, terütâze tutuyor daima; ama aynı zamanda varlığı değiştirip, bozuşa ve oradan yeni bir oluşa sokuyor. Varlık, zamanla soluk alıp veriyor, keza s/oluyor zamanla. Varlığın çevreni (Horizont) denen, varlığın karnı (???) hakeza. İnsan, (var)oldukça karnın çocuğu... İnsan, ibnul-vakt.
%20
10,00TL
8,00TL
Kazancınız : 2,00TL

Satışta değil

Kitap Ayrıntıları

Stok Kodu
:
9789755746159
Boyut
:
145-215-0
Sayfa Sayısı
:
126
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2011-10-19
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9789755746159
214871
Hızır ile Musa
Hızır ile Musa
8.00
Sabır-sızlan-mamız ya da sabrımızın sızlaması, başa, en başa geç-kalmışlığımızdan, ama aynı zamanda da oraya ne-den sonra rücû telaşımızdan oluyor sanı-yorum Olan aslında çoktan olmuş olsa da bizim onun tekrarına tanıklığımız, tekrar edeni ikrarımız hep sonradan. Ama neden sonra olsa da, bu tanıklık hep taze, hep ilk defa. Çoktan olmuş olan yeniden oluyor, ol! emri her ân yineleniyor; varlık sürekli yenileniyor çünkü. Varlık onu çepeçevre saran karında her dem, dem-be-dem devine-dura ol!a-geliyor. Varlıkta her şey dâimi bir oluş halinde. İnsan da. O da, başta, en başta, ol!-dendikten sonra, ol-karında, ol!a geliyor her dâim. Varlığı ana karnındaki bebeği saran meşime gibi çevreleyen, saran, sarmalayan zaman; varlığı, karnında bulunduran, onu olduran zaman, döşünde devine-duran varlığı havasızlıktan boğulmaktan ya da bayatlayıp kokuşmaktan koruyor, onu taze, diri-taze, terütâze tutuyor daima; ama aynı zamanda varlığı değiştirip, bozuşa ve oradan yeni bir oluşa sokuyor. Varlık, zamanla soluk alıp veriyor, keza s/oluyor zamanla. Varlığın çevreni (Horizont) denen, varlığın karnı (???) hakeza. İnsan, (var)oldukça karnın çocuğu... İnsan, ibnul-vakt.
Kapat