Ben Bu Adamı Sevdim

Açıklama

Ben Bu Adamı Sevdim, Türk siyasi tarihinin en önemli olaylarından birinin, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı çevresinde kurgulanmış bir roman. Siyasi çatışmaların, iktidar hesaplaşmalarının, politik açmazların karanlık Türkiyesinde, sarhoş cellâtların ellerine teslim edilen aydınların ibret verici ve sarsıcı hikâyesi Yazar İsa Yılmaz, bu romanında, Türk okurunu toplumsal belleği ve kendi vicdanıyla hesaplaşmaya çağırıyor.

Ve idam!..

Gecenin bir yarısı İmralıda saatler 02:30a geliyor Gökyüzü karanlık bulutlarla kapalı ve bir rüzgar soğuk, soğuk esiyor. Bir matem, bir ölüm, bir yalnızlık çukuru gibi deniz ortasındaki ada. Ve karanlık hücreler önünde gezinen, alıp da ölüme götüren ayaklar Geldiler, geldiler, geldiler. Gözlerini kırpmadan bekleyen mahkûmlar sordular: İlk benim kapım mı açılır? Sordular, sordular, sordular. Sorular, yarı karanlık hücrenin var olan havasını da tükettiler, tükettiler, tükettiler. Ve ayaklar, bir hücrenin önünde durdular. Ve o sorular, gitmeden öylece kaldılar. Bu ilk, daha dokuz kişi var. Dokuz kez, dokuz ömür beklediler
%35
13,50TL
8,78TL
Kazancınız : 4,72TL

Satışta değil

Kitap Ayrıntıları

Stok Kodu
:
9786055304232
Boyut
:
135-215
Sayfa Sayısı
:
288
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2012-12
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9786055304232
229325
Ben Bu Adamı Sevdim
Ben Bu Adamı Sevdim
8.78
Ben Bu Adamı Sevdim, Türk siyasi tarihinin en önemli olaylarından birinin, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı çevresinde kurgulanmış bir roman. Siyasi çatışmaların, iktidar hesaplaşmalarının, politik açmazların karanlık Türkiyesinde, sarhoş cellâtların ellerine teslim edilen aydınların ibret verici ve sarsıcı hikâyesi Yazar İsa Yılmaz, bu romanında, Türk okurunu toplumsal belleği ve kendi vicdanıyla hesaplaşmaya çağırıyor.

Ve idam!..

Gecenin bir yarısı İmralıda saatler 02:30a geliyor Gökyüzü karanlık bulutlarla kapalı ve bir rüzgar soğuk, soğuk esiyor. Bir matem, bir ölüm, bir yalnızlık çukuru gibi deniz ortasındaki ada. Ve karanlık hücreler önünde gezinen, alıp da ölüme götüren ayaklar Geldiler, geldiler, geldiler. Gözlerini kırpmadan bekleyen mahkûmlar sordular: İlk benim kapım mı açılır? Sordular, sordular, sordular. Sorular, yarı karanlık hücrenin var olan havasını da tükettiler, tükettiler, tükettiler. Ve ayaklar, bir hücrenin önünde durdular. Ve o sorular, gitmeden öylece kaldılar. Bu ilk, daha dokuz kişi var. Dokuz kez, dokuz ömür beklediler
Kapat